Ayşe tatilde 2
Arkadaşlar şimdi okuldan
geldim. Ögen yemeğini dışarıda yiyemiyorum çünkü günlük harcama limitimi
geçemem. Odamda, plastik kahve makinamda su kaynatıp sallama bir çay ve sandviç
ile geçiştiriyorum. Böylece öğleden
sonraki gezmelerimde bir dilim pasta ya da bir bardak bira lüksü yapıyorum.
Bir yağmur bir güneş, şamar
oğlanına döndüm. Sonra gidip sokaklarda kayboldum. Evlerin önündeki çiçekleri, boş
sokakları fotoğrafladım. Burada yağmur emen asfaltlar var. Gerçekten anlamadım.
Şaşır şakır yağan yağmurdan sonra bir saat geçmeden her yer kupkuru. Eyyy
memlekete yol yapanlar bi gelip görün da…
Martıların sesleri odamda, bembeyaz,
Telaşlı bir sevinç kaplıyor
içimi,
Köpük köpük dalgalı ıslak bir
sevinç...
Dün öğleden sonra Torquay'a gittim (turkey diye okunuyor) bir
yıl önce bir dergide gördüğüm banka oturdum. Bir turizm dergisinde görmüştüm. O
günlerde rahmetli babacığımdan küçük bir para kalmıştı. Yeter çalıştığım, keyfim
için kullanacağım ve gidip şu banka oturacağım demiştim. Hayal kurmak budur. Limanda,
iskele duvarına yaslanmış, yanında ferforje desenli süslü bir elektrik direği
var, işlemeli motifli, döküm olanlardan.
Çok heyecanlandım. İnanamıyorum oldu işte buradayım. Ohh! Gözüm gördüğü için kulağım
duyduğu için, bira içebildiğim için yukarıya bakıp teşekkür ettim. Niyeyse...
Bir film platosundaydım;
senarist ben, oyuncu ben, yönetmen ben, seyirci ben...
Teacher(öğretmen) bana döndü,
sordu.
What is the capital of Turkey?
Sudi Arabistanlı oğlan ANKARA
dedi.
Ben kendisine döndüm, İSTANBUL
dedim.
Oğlanın sırıttı, kara suratı buruştu,
gülünce altın dişi göründü. ANKARA dedi.
Ben dudak büküp İSTANBUL
dedim, bir de açıklama yaptım
"because, rich people in İstanbul”
(çünkü zengin insanlar İstanbul’da)
Lübnanlı oğlan " sen daha
mı iyi bileceksin kadın Türk " dedi.
Koreli salak kız Google sordum
ANKARA yazıyor, dedi.
Ben CAPİTAL kelimesinin
sermaye değil de başkent demek olduğunu anladığımda teneffüse çıktık Allahtan...
Yorumlar
Yorum Gönder